19 Mayıs 2008 Pazartesi

OZON TABAKASI NASIL OLUŞTU?

Yaşam ortaya çıkmadan önce, karbon dioksit, nitrojen ve diğer ağır gazlar, Dünya’nın manto tabakası ve yer kabuğu tarafından ortama bırakılıyordu. Bu gazlar dünyanın yerçekimi kuvveti sayesinde tutuldu ve zaman içinde bir atmosfer meydana geldi.Yerçekimi, metan (CH4), karbon dioksit (CO2), amonyak (NH3), hidrojen (H2), azot (N2), ve su buharının (H2O) bu şekilde atmosferde birikmesine neden oldu. Zaman içinde Dünya, su buharının yoğunlaşıp sıvı hale gelmesine olanak sağlayacak kadar soğudu. Bu durum beraberinde yağmurları ve kuvvetli kasırgaları getirdi. Sürekli yağan yağmur denizlerin oluşmasını sağladı. Şiddetli kasırgalar sırasında oluşan elektrik dünyanın yüzeyini etkiledi.
Bu sırada atmosferde serbest halde hiç oksijen yoktu çünkü oksijen hidrojenle birleşip suyu, yer kabuğundaki başka elementlerle de birleşip demir oksitleri, silikatları, karbon dioksiti ve karbon monoksiti oluşturuyordu. Yaklaşık 2 milyar yıldan fazla bir süre boyunca oksijenin tamamı başka elementlere bağlanmış halde bulunuyordu.
İlk canlılar, atmosferde serbest oksijen bulunmadığı için anaerobik yani oksijensiz solunum yapan canlılardı. (Canlıların ortaya çıkışlarıyla ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz “Dünya üzerinde yaşam nasıl başladı?” sorusunun cevabına göz atabilirsiniz.) Anaerobik solunumda sonra fotosentez evrimi gerçekleşti, yani fotosentez yapabilen canlılar ortaya çıktı. Bu canlılar su ve karbon dioksiti kullanarak glikoz ve oksijen üretmeye başladılar. Serbest oksijen böylece atmosferin stratosfer adı verilen tabakasında birikmeye başladı. Morötesi ışınlar, bu tabakadaki oksijen moleküllerine (O2) çarparak bu moleküllerin iki oksijen atomuna (O + O) bölünmesi sebep oldu. Bu oksijen atomları da oksijen molekülleriyle birleşerek ozonu oluşturdular. (O + O2 › O3). Ozon tabakası bu şekilde oluştu. Ayrıca bu tepkimeler günümüzde de aynı şekilde oluşmakta. Ozon tabakasının üstünde yeterince oksijen bulunmadığı için tabakanın kalınlığı sınırlı. Daha alt tabakalara da morötesi ışınlar ulaşamıyor.

6 Şubat 2008 Çarşamba

Bilimde Son Buluş: İki Anneli Çocuk

Mitokondrial DNA'larında bozukluk bulunan kadınların taşıdığı bazı hastalıkların anneden çocuğa geçmesini önleme fikriyle harekete geçen Newcastle üniversitesinden bilim adamları, embriyoyu, tüpte dölleme yöntemiyle bir erkekle iki kadının DNA'larını kullanarak oluşturdu. Mitokondri, hücrelere enerji veren minik güç santralleri olarak biliniyor. Genetik bozukluklar, mitokondrinin gıdayı ve oksijeni tamamen yakmaması anlamına gelebiliyor ve bu durum, 40'tan fazla hastalığa yol açan zehirlerin oluşumuna sebep olabiliyor. Araştırmacılar bu hastalıkların, risk altındaki embriyolara mitokondri nakli yapılmasıyla çözülebileceği fikrinden hareketle yumurtanın çekirdeğini çıkardılar. Araştırmacılar, daha sonra bu çekirdeği, vericinin DNA'sı çıkarılmış yumurtasına nakletti. Böylece, nükleer DNA'sını (genler) anne babasından mitokondrial DNA'sınıysa üçüncü kişiden alan bir embriyo gelişti. Deneme amaçlı yapılan çalışmada gelişen embriyo, 6 gün sonra imha edildi. Genetik hastalıkların tedavisine yönelik bir adım olduğu düşünülen çalışmaya, ileride 'tasarım bebeklerin yaratılacağı' korkusunu duyanlardan tepki gelmesi bekleniyor. Araştırma, Londra'da yapılan Tıbbi Araştırma Konseyi Merkezinin toplantısında bilim çevrelerine sunuldu.

15 Ocak 2008 Salı

NEKADAR STRESLİSİNİZ?


Nekadar stres yüklüyseniz bu şekillerin okadar hızlı döndünü göreksiniz!
Aslında bu şekilller dönmüyor sabit!

3 Ocak 2008 Perşembe

SAĞLIĞIN 16 İPUCU!

Prof. Wale'ye göre, tırnaktan gözlere, doğum kilosundan avuç içine kadar vücuttaki her şey birer gösterge. O halde bir test yaparak ne kadar sağlıklı olduğumuzu anlamak mümkün. Wale'nin " İşte hayatınızı kurtaracak 16 ipucu" dediği test şöyle:
1.Tırnaklar : Tırnaklarınıza dikkatle bakın. Eğer hafif mavilik yada; morluk görürseniz bu bir kalp hastalığıyla karşı karşıya olduğunuz anlamına gelebilir. Tırnaklarınızın aşırı kalın olması ya da üstlerinde tümsekler olması da nefes alma hatta akciğer sorunlarıyla karşı karşıya olduğunuzu gösterebilir.
2. Nefeslerinizi sayın : Eğer dakikada 15 kez ve daha altında nefes alıp veriyorsanız sağlıklı ciğerlere sahipsiniz demek... Eğer 25 kez nefes alıp veriyorsanız o zaman sağlığınıza dikkat etmelisiniz.
3. Gözler : Aynada gözlerinizden birine bakın. İris'in etrafında beyaz bir daire varsa kolesterol seviyeniz yüksek anlamına geliyor. Bu aynı şekilde yaklaşan kalp sorunlarının da en büyük habercisi.
4. Avuç içinize bakın : Avuç içlerinize dikkatle bakın. Eğer kırmızı ve lekelilerse karaciğerinizde sorun var demek.
5. Hafıza kontrolü : Bir tepsinin üstüne rasgele 10 eşya koyun. Tepsiye sadece 10 saniye bakın. Kaç tanesini hatırlayabildiniz? İyi bir hafızanızın olması Alzheimer'le karşılaşma riskinizin daha az olacağı anlamına geliyor.
6. Kas kontrolü : Sırt üstü yatın. Bacaklarınız dümdüz olsun. Bir bacağınızı havaya kaldırın. Bir kişinin ayağınıza bastırmasını isteyin. Eğer bacağınız yere düşüyorsa,kasları nız da bir zayıflık olduğu anlamına geliyor.
7. Görünüş : Gözünüzün hemen altında elmacık kemiğiniz üzerine bir cetvel yerleştirin. Sonra cetvelin üstüne bir kredi kartı yerleştirin kartı en rahat okuduğunuz uzaklığı ölçün. Ne kadar yakına gelirse gelsin kartı rahat okuyabiliyorsanı z göz sağlığınızın iyi olduğu anlamına geliyor.
8. Tiroit misiniz? : Kollarınızı yere paralel olarak tam karşınızda birşeye uzanıyormuş gibi uzatın. Ellerinize dikkat edin. Eğer elleriniz bu pozisyonda titriyorsa o zaman tiroit olma riskiniz çok.
9. Düz yürümek : Yere bir metre uzunluğunda bir çizgi çizin. Üzerinde rahat rahat yürüyebiliyorsanı z, vücudunuzun koordinasyonu iyi işliyor demektir.
10. Doğum kilonuz : Annenize kaç kilo doğduğunuzu sorun. 3 kilonun altında doğmuşsanız kalp sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz.
11. Beliniz kalın mı? : Vücut şekliniz elmaya benziyorsa, yani yağlarınız belinizin çevresinde toplanıyorsa, kalp sorunu yaşama riskiniz daha fazla.
12. Tuvalet sıklığı : Her 3 saatte bir tuvalete birden çok gitme ihtiyacı mı hissediyorsunuz? Diyabetin en erken alarmlarından biri sık sık tuvalete gitmektir.
13. Nabız kontrolü : Nabzınız ne kadar yavaş atıyorsa o kadar uzun yaşayacaksınız demektir. Yani nabzınız 70'in altındaysa sağlıklısınız anlamına geliyor.
14.Dişlerinizi fırçalayın : Eğer dişleriniz kanıyorsa, kalbiniz tehlikede demektir.
15. Parmak uzunluğu : İşaret ve yüzük parmakları aynı uzunlukta olan kişilerin kalp krizi geçirme riski daha fazla.
16. Ayak Bilekleri : Baş parmağınızla ayak bileğinizin arka kısmına bastırın. Eğer bastırdığınız noktada çok fazla çukurluk oluşuyorsa, o zaman kalp, akciğer, böbrek sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz

KOLA İÇİNCE VÜCUTTA NELER OLUYOR?

İlk 10 dakika: 15 çay kaşığı şeker almış gibivücudunuza girer (Günlük almanız gereken şekermiktarının tamamı kadar). Fosforik asit tat almaduyunuzu keser ve aşırı şeker yüklemesinden dolayıkusmanızı engeller.
20 dakika: Kan şekerinizde ani bir yükselme olur,yüksek miktarda insülin patlamasına neden olur.Karaciğeriniz vucudunuzdaki şekeri yağa çevirerek bunabir yanıt verir. Bu sadece bir kaç dakika içinde olur.
40 dakika: Kafein absorbsiyonu tamamlanır. Gözbebekleriniz büyür, kan basıncınız yükselir,karaciğeriniz kana daha fazla şeker pompalamayabaşlar. Beyninizdeki adenozin reseptörleri rehavetiönlemek için bloke olur.
45 dakika: Beyninizde dopamin salgısı artar. Bu tıpkıeroinin vücuttta yaptığı tepkimelere benzer.
60 dakika: Kafeinin diüretik özellikleri baş gösterir(tuvalet ihtiyacı).Buda vücutta depolanmış kalsiyum,magnezyum ve çinkonun da beraberce dışarı atılmasıdemek. Bir süre sonra şeker ihtiyacını tekrar duymayabaşlayacaksınız, kendinizi halsiz ve bitkinhissedeceksiniz. Vucüdunuzda kola ile alığınız bütünsu tekrar dışarı atıldığı için sussuzluğunuzu tekrarhissedeceksiniz. Şeker ihtiyacını takiben, kafeinisteği de başlayacak (sigaradaki gibi). Ve yine birCoca Cola...____________ ________